Besiktas tarihinde ilk kez sahaya bu maçta simsiyah formalarla çikmisti. O matemin simgesiydi. Seref Bey'in kaybedilisinin
acisini yansitiyordu.
Maç basladi. Fenerbahçe defansta kaliyor, bir puan için oynuyordu. Besiktas ise atak üstüne
atak gelistiriyor ve gol atmak için yükleniyordu. Oyunun 24'üncü dakikasiydi. Nazim'in Fenerbahçe filelerine gönderdigi top
tüm Besiktas'lilari ayaga kaldirmisti. Ancak hakem golü geçersiz saydi.
Oyunun büyük bölümü Fenerbahçe yari alaninda
ve kalesi önünde oynandi. Ancak gol olmadi ve maç basladigi gibi 0-0 bitti. Bu sonuçla Fenerbahçe sampiyonluga uzanmisti.
Maçtan sonra konusanlar ligi ikinci sirada bitirmesine ragmen Besiktas'i öve öve bitiremiyorlardi.
- Ne takimdi
öyle! - 90 dakika içinde tam 66 kez akin yaptilar! - Kartallar gibi saldirdilar. - Evet. Aynen kara kartallar
gibi...
Iste o siyah formalardan ve müthis futboldan sonra Besiktas sampiyonluga ulasamamisti ama büyük bir ünvan
kazanmisti: KARA KARTALLAR.
Hayatin dogusu - batisi, gece - gunduz gibi insan hayatina yon ve sekil veren aci tatli gunler daima Siyah - Beyaz renklerle
ifade edilmez mi?
Siyah - Beyaz kainati paylasan gece ile gunduz'un sembolleri oldugu kadar, yenilmenin de yenmek
kadar tabii bir olay oldugu sporda ifade ettigi mana, cok acik ve derindir. Iste butun bu hakikatlerin tam karsiligi Siyah
- Beyaz, Besiktas camiasi icin apayri, ozel bir mana da tasimaktadir.
1903 yilinda kulubumuz tesekkul ettigi zaman
cemiyetimizin ilk renkleri Kirmizi - Beyaz'di!... Ve bu taa Balkan Harbi'ne kadar da degismedi.
8 Ekim 1912 yilinda
"Birinci Balkan Harbi" baslamisti. Bu harp patlak verdigi zaman Osmanli Imparatorlugu'nun ordusu, subay ve erler arasindaki
particilik ve dolayisiyla meydana gelen ikilik yuzunden duzensiz bir haldeydi. Bu yuzden kendisinden daha az kuvvetlere sahip
olmalarina ragmen karsi saflarda yer alan dort dusman devletin saldirislarina dayanamayan Osmanli Imparatorlugu, bir cok meydan
savasi kaybetmisti.
Baris sartlarini konusmak uzere Londra'da bir konferans toplandi. Fakat Balkan devletleri butun
Rumeli'yi istediler. Osmanli devleti bunu kabul etmeyince de harp yeniden basladi.
Ve boylece mucadele gucunu kaybeden
devlet, baris istemek zorunda kalarak dusman devletlerin arzusuna boyun egdi.
Osmanli devleti Midye - Enez hattinin
batisinda kalan butun topraklarini Balkanlilar'a birakti. Balkan devletleri bu topraklari pay edemediler.
Ve bu yuzden
Sirplar'la, Yunan ve Bulgarlar arasinda ikinci bir Balkan Harbi basladi.
Osmanli Imparatorlugu bu vaziyetten istifade
ederek ileri harekete gecti ve 10 Temmuz 1913'te Edirne'yi geri aldi. Fakat sadece Edirne'yi!...
Koca Balkan topraklari
elimizden kahpece alinmisti.
Asil Turk gencligi Balkanlar'in kaybi ile adeta kalbinden vuruldu.
Ve fedakar,
cesur Turk gencliginin bir uzvu olan Besiktasli cocuklar teessurlerinin bir ifadesi olarak tarihi kararlarini ilan ve tatbik
ettiler: Balkanlarin tamami tekrar Turk milletinin oluncaya kadar, ugrunda mucadele edecekleri renkleri Kirmizi - Beyazi,
Siyah - Beyaza tebdil ettiler.
Iste Siyah - Beyaz bu yuzden Besiktas icin apayri bir mana tasimaktadir.

|